Aliya İzzetbegoviç Ölümünün 19. Yılında Kırşehir'de Anıldı
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı koordinatörlüğünde, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı, Gazi Üniversitesi Rektörlüğü ve Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Rektörlüğü iş birliğiyle hazırlanan, “Aliya İzzetbegoviç’i Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri” çerçevesinde düzenlenen ”Fotoğraf Sergisi ve Aliya Bir Medeniyetin Yeniden İnşası Paneli” 1 Mart 2022 tarihinde, saat 15.00’te Ahi Evran Üniversitesi Rektörlüğü AKM Konferans Salonunda gerçekleştirildi.
Fotoğraf Sergisi Açılışı Yapıldı
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Av. Hayrullah Başer, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Kurt ve programa katılan protokol ile Aliya İzzetbegoviç Fotoğraf Sergisi açılışı yapıldı. Sergiye üniversiteli gençler büyük ilgi gösterdiler. Ardından panel programı için konferans salonuna geçildi.
Programın açılış konuşmasını yapan Av. Hayrullah Başer sözlerine Kırşehir hatıralarını anlatarak başladığı konuşmasına gündemi meşgul eden Ukrayna-Rusya arasındaki savaşta olanlara dikkat çekti. Batı dünyası Ukrayna Savaşında sarı saçlı mavi gözlü, beyaz tenli kadın ve çocukların öldüğünü belirterek savaşın kötü bir yönünü ortaya koydu. “Bu ölümlerin olması tabii ki kötü bir şeydir. Ancak 30 sene evvel Bosna’da da Sarı saçlı, mavi gözlü, beyaz tenli çocuklar topluca katledilirken maalesef bu çevrelerden hiçbir ses yükselmemişti. Neden acaba?”
Av. Hayrullah Başer: “Medeniyetin yeniden inşası bir iktidar mücadelesi değil, itikat mücadelesidir.”
Konuşmasının devamında Başer, Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfının uzun zamandan beri “medeniyetin yeniden inşası” tefekkürünü ve bu istikamette çalıştığını ifade ederek, “Fakat gördük ki Aliya, bunu elli yıl evvel başlatmış, biz ise Aliya’yı anlamak ve anmak amacıyla projeyi hazırladık ve Anadolu’da gençlerle buluşarak onu anlatmanın ve anmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Aliya İzzetbegoviç genç kuşaklar için bu manada bir rol modeldir. Aliya’nın “Doğu Batı Arasında İslam” kitabını okuduğumda İzzetbegoviç’in her iki coğrafyayı da çok iyi bir şekilde analiz ettiğini gördüm. Aliya, Hz. Peygamber’in “Orta yolu takip edin.” çağrısına uyduğunu, bunun için okumamız, kendimizi geliştirmemiz ve aynı istikamette yol almamız gerektiğini ortaya koydu. Bu bir iktidar mücadelesi değil, itikat mücadelesidir.’’ dedi.
Son olarak Aliya’nın hiçbir zaman vahiy ve risaletten ayrılmadığının altını çizen Başer, “Bizim de yapmamız gereken işte budur: Vahiy ve risalet yolundan ayrılmamak.”
Prof. Dr. Mustafa Kurt: “Aliya gibi yıldızlara bakanlar Aliya gibi dik durur.”
Daha sonra kürsüye davet edilen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Kurt, panelin tüm misafirler için faydalı geçmesi temennisinde bulunarak katılımcılara teşekkür etti. Kurt, gençlere Aliya’nın, “Siz hiç eğilerek yıldızlara bakan birini gördünüz mü? Yıldızlara bakanların başı hep dik durur.’’ sözlerini hatırlattı. Bütün gençlerin Aliya gibi yıldızlara bakan gençler olması temennisiyle sözlerini bitirdi.
Açılış konuşmalarının ardından Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Kavaz’ın moderatörlüğünü yaptığı, panelistlerinin Prof. Dr. Hilmi Demir ve Dr. Osman Arslan’ın olduğu panele geçildi.
Prof. Dr. İbrahim Kavaz: “Aliya’yı dinlemek ve anlamak çok önemli.”
Konuşmasına Aliya’nın Bosna halkını küllerinden var ettiğini anlatarak başlayan Prof. Dr. İbrahim Kavaz, Aliya’yı tüm yönleriyle anlamanın çok zor olduğunu, yine de onu dinlemeye ve anlamaya çalışmaktan asla vazgeçilmemesi gerektiğini söyledi. Konuşmasının devamında Aliya’nın “İslam Deklarasyonu” ve “Doğu Batı Arasında İslam” kitaplarından alıntılar yaparak şu sözleri sarf etti: “Aliya, kitaplarında bizlere yeniden dirilişin öncüsü olmamız gerektiğini söylüyor. Ayrıca şu iki meselenin de üzerinde duruyor: Müslüman genç nesiller İslami faaliyetleri nasıl yapmalı ve farklı etnik grupların yaşadığı ülkelerde Müslümanlar nasıl yaşamalı? Bu soruların cevabı için her genç bu kitapları mutlaka okumalı.”
Prof. Dr. Hilmi Demir: “Aliya’nın en büyük özelliklerinden biri mütevazı olmasıdır.”
Panelistlerden Prof. Dr. Hilmi Demir, konuşmasına gençlerin Aliya’yı neden tanıması gerektiğinden ve neden onu rol model alması gerektiğinden bahsederek başladı. Aliya’yı var eden en önemli etkenlerden ikisinin doğduğu coğrafya ve annesi olduğunu söyleyerek konuşmasına şöyle devam etti: “Aliya’nın doğduğu coğrafya kendisini var eden en önemli etkenlerden biridir. Bosna’yı gördüğümüzde Aliya’nın neden Avrupalı bir Müslüman olduğunu anlayabiliriz. Diğer en önemli etken ise annesidir. Çünkü Aliya, ‘Ben İslam’ı annemden öğrendim.’ der.”
Demir, “Aliya’nın en büyük özelliklerinden biri mütevazı olmasıdır. Büyük bir lider, devlet adamı ve bilgedir. Bir lider olarak diğer liderlerden farklı bir hayat yaşamamıştır. Sade, basit ve Müslümanca yaşamayı Aliya ile öğrendik.” şeklinde devam etti.
Aliya: “Ey Müslümanlar, gerçekten Müslüman olun.”
Aliya’nın en büyük eleştirilerinden birinin Muhammed İkbal’in tabiriyle “Batı’nın vicdanını, Doğu’nun da aklını kaybetmesi” olduğunu belirtti. Daha sonra insanların aklını kullanarak analitik bir düşünme tarzına sahip olması ve Aliya’nın yaptığı eleştirilerin etkisiyle tüm okullara eleştirel düşünme dersi olması gerektiğinin altını çizdi.
“Aliya, ‘Ey Müslümanlar, Müslüman olun.’ diyerek ‘Müslüman olmayanların bile size güvenebileceği Müslümanlar olun.’ demek istemiştir. Bu yüzden onu çok iyi tanımak ve anlamak gerekiyor.” diyerek tamamladı.
Dr. Osman Arslan: “Aliya bir ahlak ve hukuk adamıdır.”
Aliya’nın ahlak ve hukuk anlayışı üzerinde duran Osman Arslan, öncelikle Sırpların yaptığı soykırımı anlatarak sözlerine başladı ve Sırp mezaliminin sembolü olan “Artemis çiçeği” ve “Mavi Kelebek” anekdotunu paylaştı: “Mavi kelebeğin anlamını biliyor musunuz? Bosna’da on binlerce kişi katledildikten sonra Sırplar cenazeler bulunmasın diye dağlara, tepelere toplu mezarlar kazmış ve cesetleri buralara atmışlardır. Uydudan tespit edilemesin diye üstüne metaller yerleştirmişlerdir. Bu uygulama ile soykırımın delillerini yok etmeye çalışılmışlardır. Meğer insan bedeni toprağa gömüldükten sonra bir çiçek açarmış. Bu çiçeğin adı Artemis çiçeğiymiş. Bu çiçekten ise sadece ama sadece mavi kelebekler beslenirlermiş. Bosna’da kelebeklerin olduğu yerlerin altı deşilmiş ve toplu mezarlar ortaya çıkmıştır. Aliya bunu kitabında böyle anlatır. ‘Onları biz bulmadık.’ der Aliya, ‘…mavi kelebekler buldu.’ İşte bu sebeple mavi kelebekler bir sembol hâlini almıştır.”
Arslan sözlerine şu şekilde devam etti: “Aliya bir ahlak ve hukuk adamıdır. Felsefesi buna dayalıdır. ‘Dış dünyada olup bitenleri kontrol edemeyiz. Fakat ahlak bizim elimizdedir. Temeli inançtır ve özgür irade ile belirlenir. ” der Aliya ve ekler, “Herkesin dini ahlakıdır ve bunun için ahiret vardır. Teoloji/ilahiyat bozulur ama ahlak bozulmaz. Bozulmuşsa çökme başlar.”
Arslan, “Ahlak bireyi, hukuk ise toplumu inşa eder.” diyerek medeniyetin temelinde ahlak olduğunun vurgusuyla sözlerini tamamladı.
Panel sonunda gençler panelistlere sorularını yönelttikten sonra toplu fotoğraf çekimi oldu ve program sonlandı.