Vefatının 20. Yıldönümünde Bilge Aliya İzzetbegoviç İstanbul’da Anıldı

Aliya İzzetbegoviç  vefatının 20. Yıldönümünde İstanbul Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesinde anıldı.

Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı koordinatörlüğünde  yapılan Aliya İzzetbegoviç’i Anma Etkinlikleri kapsamında, Aliya’nın mücadelesini yansıtan karelerden  oluşan  Fotoğraf Sergisi ile “Aliya , Bir Medeniyetin Yeniden İnşası” konulu bir panel gerçekleştirildi. Büyük bir ilgiyle takip edilen panel üniversitenin Haliç Yerleşkesi konferans salonunda yapıldı.

ALİYA ROL MODEL OLARAK GENÇLERE ÜMİT VE IŞIK VERİYOR

Açılış konuşmasını Vakfın İstanbul Şube başkanı Av. Mikail Hasbek yaptı. Hasbek konuşmasında etkinliklerin amacını ifade ederek Aliya’nın Bir Medeniyetin Yeniden inşası derken mücadelesiyle günümüze önemli bir mesaj vererek, Batı medeniyeti karşısında İslam medeniyetinin daha güçlü olması gerektiğini, bir araya gelerek, paylaşarak,  beraber hareket ederek bunu başarabileceklerini belirtti. Aliya’nın duruşu ve kişiliğiyle bir rol model olduğunu ifade ederek gençlere önemli görevler düştüğünü söyledi.

ALİYA ETKİNLİKLERİ DEVAM EDECEK

Vakıf Başkanı Av. Hayrullah Başer’ de konuşmasında; Aliya’nın,  Doğu ile batıyı sentezleyip insanları tevhid ekseninde buluşturacak yeni bir medeniyet inşasının gerekli olduğunu, Hilmi Ziya Ülkenin ifadesiyle,  “imanın ahlaka dönüştürüldüğü bir medeniyet inşası” nı önermiştir. Başer; Müslüman artık ağlamayacak, bahanelere sığınmayarak çalışacak, üretecek ve böylece Aliya gibi dik duracaktır. Bu nedenle mücadelesiyle örnek olan Aliya’yı, anmaya ve anlamaya yönelik etkinlikleri devam ettireceğiz, diyerek sözlerini tamamladı.

FİLİSTİN’DE VAHŞET YAŞANIYOR

Daha sonra, Modaratörlüğünü Prof. Dr. Musa Duman’ın yaptığı panele geçildi.

Programın koordinatörü olan Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı’na teşekkür eden Prof. Dr. Musa Duman, Aliya’nın sadece Bosna’nın değil bütün İslam dünyası için rehber olarak görüldüğünü, Filistin’de yaşanan vahşetin yüreklerimizi dağladığını ifade etti.

Panelistlerden Prof. Dr. Hasip Saygılı konuşmasında, Bosna da subay olarak görev yaptığını belirterek görev sırasındaki gözlemlerini paylaştı. Bosna halkının inançlarına bağlı olduklarını,  cuma günlerinde kar, kış demeden camilerin dolup taştığını, Bosna kütüphanesinin kültürümüz açısından önemli bir kaynak olduğunu, mezar taşlarında sembol olarak hilal ve yıldız motifini kullandıklarını ifade etti. Ayrıca saygılı, Müslüman Boşnak ruhunun hiçbir zafiyete uğramadığı, kişilik olarak davalarına son derece bağlı olduklarını, bu durumun Bosna savaşı ile adeta perçinlendiğini ve bunun mimarının Aliya İzzetbegoviç olduğunu, ifade ederek sözlerini tamamladı. 

ALLAH’A TESLİM OLAN ÖZGÜRDÜR

Aliya’nın medeniyet anlayışında din ve siyaset konulu sunumu Prof. Dr. Özcan Güngör yaparak düşüncelerini katılımcılarla paylaştı. Prof. Güngör; Aliya’nın, batıdan nefret etmek yerine onunla rekabet etmenin önemine işaret etti. Güngör, Aliya’nın anlayışında;  siyaset kurumunun kendisini perçinlemek için dini bir araç olarak gördüğünü, oysa özgürlüğün ve eleştirel analitik düşüncenin daha önemli olduğuna vurgu yaparak dinin kullanılarak düşüncenin ve özgürlüğün kısıtlanmasına karşı olduğunu söyledi. Dinsel yaklaşımların siyasete alet edilmemesi gerektiğini, üçüncü yol olarak önerdiği din anlayışının İstanbul İslamcılık anlayışı ile uyum sağladığını,  Doğu ile batının sentezlenmesinden bu modelin ortaya çıktığını,  özgürlük,  eşitlik ve adalet değerlerine ayrı bir önem verdiğini ifade etti.

MEDENİYETİN TEMELİ ADALETTİR

Son panelist Dr. Osman Arslan ise konuşmasında, Aliya’nın  düşünce dünyasında adaletin çok önemli olduğuna vurgu yaparak, Hristiyan bir subaya hakaret eden Müslüman general hakkında soruşturma açmasına karşı çıkan Bosnalılara,  “Adaleti  uygulamayacaksak bu savaşı hiç kazanmayalım daha iyi” diye tepki gösterdiğini belirterek adaletle ilgili hassasiyetini ortaya koydu. Bütün medeniyetlerin esas unsurunun insan olduğunu, iyi insan yetiştirilmedikçe yeni bir medeniyet inşa edilemeyeceğini belirtti. İslam medeniyetini iki dönem olarak açıklayan Osman Arslan, ilkinin Hz. Peygamber ve sonraki 100 yıllık sahabeler dönemi, diğerinin ise Türkler tarafından inşa edilerek yaşatılan medeniyet dönemi olduğunu ifade ederek sözlerini tamamladı,

ALİYA BOSNA İÇİN ALLAH’IN BİR İKRAMIDIR

Panelin değerlendirmesini yapan Hüseyin Kansu ise konuşmasında, Aliya İzzetbegoviç ‘in bir İslam mütefekkiri olduğunu, Bosna savaşında ülkenin geleceğinde rol model olan Aliya’nın, Bosna’ya Allah’ın bir lütfu ve ikramı olarak görüldüğünü ifade etti.

Daha sonra panelistlere Anadolu Ay Yayınları kitaplarından oluşan hediyeler takdim edilerek toplantı toplu fotoğraf çekimleri ile tamamlandı.